çorap tutucu şeysi ve fırında yoğurt mayalama

Üç aylara hayırlısıyla girmiş bulunmaktayız...Bu mübarek ve bereketli günleri en güzel şekilde değerlendirebilmeyi nasip etsin Rabbim... Bu aylarda hayırlı işlere verilen sevapların kat kat artacağı müjdelenmiştir.. Böyle bir güzelliği fırsat bilip şu kötü düzenden kurtulmaya vesile olması amacı ile hayırlarımızı artıralım...

Hepimizin kandili mübarek olsun...

Bu gün bir de işçi bayramı bilindiği gibi... Alnının teri ile ekmek parasını kazanan tüm işçi-emekçi kardeşlerimizin de bu bayramı kutlu mutlu olsun...Peygamberimiz, alın teri ile helal kazanç sağlayan işçilere çok önem verirdi..Zira Hz. Muhammed (S.A.V.) buyurmuşlardır ki ; "İşçinin hakkını(ücretini), alnının teri kurumadan veriniz.." (İbn-i Mace, rükün :4) Umarım tüm işverenler bu ince çizgiye herzaman dikkat ederler...

gelelim başlıkta bahsettiğim konulara...

bu çorap tutucu denen şeyi büyük oğlum Yunus Emre'de keşfetmiştim.. Bebeği olanlar yada etrafında bebek bulunanlar bilir,7-9 ay civarı bebekler ayaklarını ağzına sokmaya başlarlar ve bundan pek bi keyif alırlar...ağızlarına sokmaları bişey değil de ayaklarını ağızlarına götürürken çektikçe o çoraplar o minnak ayaklarından çıkıveriyor.. Ayaklarından çıkıp ellerinde kalan bu çorabı ağızlarına götürüp bi tadına bakmasalar da olmaz.. Allah korusun işte bu durum risk teşkil ediyor.. Heran bebeğinizin ağzına tıkılmış bi çorap görmeniz mümkün...işte bu noktada bu çorap tutucu çok işe yarıyor..

başka markaların var mı bilmiyorum ama bendeki babyjem marka..4 sene önce bir tane almıştım,sanırım 4 TL filandı..ne eskidi ne yırtıldı..

 abisinden sonra şimdi de kardeşine kullanıyorum...çok da memnunum...

Gelelim yoğurt mevzuuna..

Geçtiğimiz yaz büyük oğlumun yaşadığı kulak enfeksiyonları yüzünden bir doktor kurbanı olarak 5 ayda 8 şişe antibiotik kullanmıştık.. Artık ilaçlar da bir işe yaramayınca başka bir doktora gitmiştik.. o da bize tüp takılmasını ve geniz etinin biraz büyük olduğunu ve alınmasının iyi olacağını söylemişti...yeni öğreniyorum ki bu iki operasyon da çok gereksizmiş...aslında kulak enfeksiyonu mekanik bir sorunmuş ve tedavisi burna damlatılacak damla ile tıkanan orta kulak yolunu açmakmış... Detaya burda girmeyeyim, hastalıklar ve doğru sandığımız yanlışlarla ilgili ayrıca başlıklar açıp paylaşıcam...

Biz bu kadar çok antibiotik kullanınca haliyle Yunus Emre'nin barsaklarındaki yararlı bakteriler de nerdeyse tamamen yok oldu ve çok uzun süren bir ishal ve sonrasında düzensiz bir barsakla karşı karşıya kaldık..bi kabız bi ishal...Artık ne yapacağımızı bilemiyorduk..

Neyse ki şuan Amerika'da olan Çocuk Hastalıkları Uzman Dr. u olan Kadir Tuğcu kaybettiğimiz bu prebiyotikleri ev yapımı yoğurt ile zaman içerisinde yerine koyabileceğimizi söyledi... Bizim gibi sürekli yoğurt tüketen bir aile için bu kolay bi tedaviydi..daha önce de yoğurt mayalama girişimlerim olmuştu ancak yoğurdu yetiremediğim ve bir kaç defa yoğurdum kesildiği için hazır yoğurda geri dönmüştük.. Tekrar yoğurt yapmaya başlamadan önce iyi yoğurt mayalayabilmek için epey araştırma yaptım.. Hatta temiz bir maya için nohuttan maya bile yaptım.. ve olmuştu..artık kendi yoğurdumu kendim yapıyordum..

Kışın yoğurt mayalarken yanan kalorifer işimi kolaylaştırıyordu..Ancak havalar ısındıkça kalorifer kapanınca sarıp sarmaladığım yoğurdum tutmamaya başladı...

Birgün kayınvalidem yoğurdu mini fırında mayaladığını, çok da güzel olduğunu söyledi..Başta fırını çalıştırıp yapıyor sandım.. Sordum, ama fırını çalıştırmadığını sadece mayalanmış sütü öylece mini  fırına koyup kapağı kapadığını söyledi.. 

Hemen denedim... Bende mini fırın olmadığı için mikrodalga fırınımda denedim..Gerçekten sonuç mükemmel... Sanırım fırınını izolasyonu ve hacminin küçük oluşu sütün sıcaklığının uzun süre muhafazasına böylece mayalanmasına sebep oluyor.. Gerçekten çok pratik bişey.. Artık ortalıkta battaniyelere sarılmış kavanozlar yok :) 

Buarada ben yoğurdumu yarım litrelik cam kavanozlarda mayalıyorum..Böylece kaşık değen yoğurdun sulanma sorunu yaşanmıyor.. Ve yoğurt daha uzun süre ekşimeden duruyor..