25 Mayıs 2014 Pazar

Butik Pastacılar Buluşması

Miraç Kandili gecesinden herkese merhaba,

Eğilmenin yükselmeye eriştiği bu gecede Yüce Rabbimiz tüm iyi dilek ve dualarımızı kabul etsin... Vatan ve milletimizi selamet üzerinde kılsın... Tüm dünyada eziyet edilen müslümanları refaha ulaştırsın.. Birlik,beraberlik içinde kardeşçe yaşamayı nasip etsin.. 
Ömrü tükenmek üzere olan ve adeta can çekişen şu dünyada bari insanlık yaşasın...

Bugün tüm Türkiye'de il il butik pastacıların toplandığı bir etkinlik vardı.. 2 çocukla katılmam herhalde diye düşünürken büyük oğlumu babası ile evde bırakıp miniğimle gittik buluşma yerine... Hava da çok güzeldi...
Birkaçı ile internet ortamından tanışıklığımız vardı ve bu sayede birebir tanışma fırsatını yakaladım.. İyi ki de gitmişim :) meslektaşlarımı çok sevdim.. 

Birlikte kahvaltı eşliğinde muhabbet ettik..  eleştiriler, öneriler derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.. 
işte buluşmamızdan bir kare...


 

17 Mayıs 2014 Cumartesi

yas bitti..
herkes kendi "sosyal medya" neşesine döndü...




ama onlar şimdi gördü gerçeği.. 

yaralarına tuz basıldı, 

herkes bir bir çekerken sırtlarından ellerini
hissettiler o ellerin sıcaklığından sonra gelen soğukluğu
yüzleştiler babalarının,abilerinin,oğullarının ellerinin
artık sırtlarında,yanlarında olamayacağını..
Çok acıyacak canları,
özleyecekler, canları yanacak..
belki alışacaklar zamanla
ama hiç kapanmayacak yaraları...




biz...


biz unuttuk çoktan
yas dedik 3 gün...
o sadece "görsel" 
içimizde hissedemedik onların acısını
gidip de merhem olamadık yaralarına
gözden ırak, gönülden ırak yaşadık acılarını sadece
solumadık ki o ölümün kömüre karışmış acı kokusunu..

kimi bu resimlere  bile bakmaya tahammül edemiyor.. 
haberleri izlemiyor, üzülüyorum diyerek..

üzül kardeşim üzül...
sen yanıbaşındaki kardeşin için üzülmeyecesen niye yaşarsın..
sen ondan mesulsün.. o sana emanet..
yeryüzünde bir denge var,Rahman'ın kurduğu
Onlar olmasa sen naparsın bir düşün..

onlar bu dev filmin dev"teknik ekibi"...
sen de "kast"sın..
gel kapris yapma bir ol...tek ol..ekip ol...
saygı göster o perde arkasındaki kahramanlara.




13 Mayıs 2014 Salı

Soma'daki maden işçilerimize dua...

Bugün Manisa'nın Soma ilçesinden gelen acı haber hepimizi kedere boğdu...
Kömür madeninde trafo patlaması sonrası çıkan yangında çıkışlara yakın olan maden işçileri kaçarak kurtulabilirken verilere göre 200-300 işçimiz içeride mahsur kalmış durumda..



Ekipler tahliye için çalışmaya devam ediyor..Şimdilik acı bilanço için farklı söylemler mevcut olmakla birlikte 15-20 kişi arasında maden işçimizi kaybetmiş bulunmaktayız..


İçeride kalanlar yaşam mücadelesi verirken,bizlerin yapabileceği tek ve en iyi şey onlar için yürekten dua etmektir.. 
Rabbim bu cesur yürekli işçilerimizi sevenlerine ve vatanımıza bağışlasın... Yuvalarını babasız,eşsiz,evlatsız bırakmasın.. Sağ salim ailelerine kavuşsunlar... Bir daha böyle facialar yaşanmasın...
Amin....

10 Mayıs 2014 Cumartesi

RENKLENEN HAYAT...

Anneler günü arefesinden hepinize merhaba..

Anne olan-olmayan, annesi yanında olan-olmayan herkesin anneler gününü kutluyorum...

Herkes annesine ne hediye edeceğinin,onu nasıl şaşırtacağının telaşına düşmüş durumda... Aslında anneler günü hediyeliklerine kendi ürünlerinden derlediğim çeşitli paketler hazırlayacaktım ama yoğunluklarım yüzünden yapamadım malesef.. Siparişlere olumlu cevap veremediğim için ne kadar üzgünüm bilemezsiniz...
Ne yapalım, kısmet... Önümüzdeki günlere bakıcaaz artık.. :)

Gün içerisinde gözümüz birsürü şey görüyor.. Biz farketmesek de yazıyor,kaydediyor... Bazen sadece bakarız, bazen bakıp görürüz.. Tchibo bu anlamda çok güzel bir yarışma düzenlemiş.. Gerçi yarışmanın 3. haftasına geldik ama geç kalmış değilsiniz... Yarışma instagramda düzenleniyor ve her hafta için bir renk belirleniyor.. haftanın rengini içeren resimleri belirtilen hashtag altında paylaşıyorsunuz.. resimleri jüri üyeleri değerlendirip seçiyor ve kazanan Tchibo kahve makinası kazanıyor..
Ben yarışmayı ilk duyduğumda renkleri içeren bir yarışma olduğu için katılmak istedim.. Makina umrumda değil, zira kahve içemiyorum midemdeki rahatsızlık yüzünden.. şuan yarışma 3. haftasında ve inanılmaz keyifli... sayesinde bakıp da görmediğimiz renkleri farkettim.. Renklerin hayatımızdaki yerini,etkisini farkettim...bu duyguyu yaşamak güzel.. ancak sanırım yarışmanın son haftalarına geldik.. keşke bu yarışma bitmese de renklerle aramızı daha da iyi tutsak.. :)

geçtiiğimiz haftanın rengi turuncuydu...  işte benim Caffisimo Turuncularım..




Anneler günü için cuma günü köye kayınvalideme gitmiştik..bu sabah, orda bu saç kurutma makinasını görünce hemen evde başka turuncu varmı araştırmaya başladım.. Bulabiildiklerimi derledim.. o sırada örtüde bir uğurböceği gördüm.. o da ne! rengi turuncu :)  Sonra onu ayrıca yakın çektim.. telefonumun makro çekim mesafesi yeterli olmadığından ancak bu kadar çekebildim :(











                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                minik oğlumun dolabını dizerken birsürü turuncu kıyafeti olduğunu farkettim.. baktım beşiği, örtüsü hep turuncu... ee bu da bi caffisimo turuncusuydu.. :)



bu da benim her rafı farklı renkte çerçeve ve kitapla dolu kitaplığımın turuncu rafı..  :)                                               

6 Mayıs 2014 Salı

Reklamın iyisi kötüsü olmaz :)

Yağmurlu ve soğuk bir Mayıs! günüden merhaba...

aslında normalde mayıs ayı benim en sevdiğim aydır... Ama şu küresel ısınma şeysi yüzünden kayan mevsimlerden ötürü aslında şuan nisan ayında olabiliriz :) Kışın yağmadığı kadar yağmur yağdı.. Yağsın tabii yoksa halimiz harap da, zamansız yağınca yanan meyve sebzeler kıtlık müsebbibi olabiliyor işte... Allah korusun..

Reklam nerde diyceksiniz.. Bugün kendi reklamımı yapmak istedim.. 3-4 yıldır uğraştığım pastalarım artık işim ve terapim oldu adeta.. malum iki erkek çocukla - ki biri henüz 8 aylık- pek dışarı çıkamıyorum.. benim gibi gezip tozmayı seven biri için eve tıkılmak depresyon sebebi aslında... ama neyse ki çeşitli hobilerim ve en önemlisi pasta ve kurabiyelerim var... 

Gerçi şu sıralar her siparişi kabul edemiyorum.. Diş çıkarma,emekleme çabaları filan derken tüm günüm minik paşayı eğlendirmekle geçtiği için bazı siparişlerimi geri çevirmek durumunda kalıyorum.. Kurabiye siparişlerimi almaya devam ediyorum çünkü onu birkaç güne yayıp geceleri çocukları uyutup çalışabiliyorum.. Ancak pastada durum çok farklı.. İstenilen teslim saatinden önce bir kaç saati ben belirleyemediğim için sıkıntı olabiliyor.. Bu noktada pek sevgili destekçim eşim, vardiyalı çalıştığından onun evde olduğu zamanlara denk gelen pasta siparişlerini kabul ediyorum...! :) 

Hani derler ya yaparken sevgini kat diye.. Ben pastalarımı yaparken adeta kayboluyorum pastalarımda.. İnsanın sevdiği işi yapması kadar güzel birşey yok ki... işini sevince insan, ortaya da güzel şeyler çıkıyor..

Pastalarımın içeriği ile ilgili çok soru alıyorum.. Bu vesile ile burdan yazayım efenim..
öncelikle pastalarımın içindeki kek,krema gibi malzemeler hazır değildir... hepsini kendim hazırlıyorum.. kendi çocuğuma yedirmeyeceğim hiç bir şey kullanmıyorum pastalarımda.. :) her pasta siparişimde, artan malzemelerle yapacağım "yalancı pasta"yı bekleyen gözler varken ve bir anne iken aksini yapamaz insan diye düşünüyorum.. 

Son zamanlarda doğum günleri,doğumlar,düğünler,kınalar kısacası özel günlerin kutlamalarında konsept çalışmaları pek bi moda.. çok da eğlenceli oluyor.. Çok fazla bilgim olmamasına rağmen illüstrasyon programları ile artık bannerlar,yemek etiketleri,şişe etiketleri gibi belirlenen konsepte uygun tasarımlarla  parti süslemeleri yapmayı çok seviyorum.. 

Başlarda sadece kurabiyelerim için etiketler tasarlamak istiyordum.. Ancak hiç bir bilgim yoktu.. Sağolsun sevgili arkadaşım,kardeşim Hilalcim birgün bizdeyken konusu açılmıştı.. kendisi ve eşi grafik tasarım konusunda beni bilgilendirip program hakkında bazı kısa bilgiler verince çok heveslendim.. O zamanlar her gece yeni tasarımlar yapıp programı kurcaladım... derken ortaya çıkan şeyler çok hoşuma gitti.. Ve artık parti süslemelerinde elimdeki yazıcı ile bişeyler hazırlamaya çalışıyorum..  Bu arada yazıcım da gıda yazıcısı :) mürekkeplerim gıda mürekkebi... etiketlerimi yiyebilirsiniz bile :):)
aslında iki yazıcım vardı,biri normal biri gıda.. ama gıda yazıcısı çok sık kullanılmayınca içindeki mürekkep kurumaya başlıyor.. hergün çalıştırmam gerekiyor.. yazıcının çıktı kalitesi de oldukça iyi olduğu için etiket ve diğer çıktılarımı artık gıda yazıcımdan alıyorum... :)


İşte bugüne kadar hazırladığım pasta ve parti malzemelerinden bazıları... Önümüzdeki günlerde yaptığım diğer pasta ve kurabiye resimlerini de ekliycem inşallah.. ama siz facebook sayfamdan tüm arşivime bakabilirsiniz...


GEÇEN YIL NİSANUR İÇİN HAZIRLADIĞIM YEMEK,ŞİŞE,PEÇETE,ÇİKOLATA VE KURABİYE ETİKETLERİ, BANNER VE PASTAM

 







MİNİK FANATİK ŞEVKİ İÇİN GALATASARAY TEMALI BANNER,ETİKET VE PASTAM






RAŞİT VE HAYRİYE ÇİFTİ İÇİN HAZIRLADIĞIM NİŞAN PASTASI



KIZKARDEŞİM İÇİN HAZIRLADIĞIM DOĞUM GÜNÜ KURABİYELERİ VE ETİKETLERİ
































MİNİK BADE İÇİN HAZIRLADIĞIM KURABİYE,PASTA,BANNER,KURABİYE ETİKETİ VE FOTOĞRAF ÇERÇEVESİ







 

2 Mayıs 2014 Cuma

çarpı işi denemelerim

geçen yıl, severek takip ettiğim  demetoloji'nin çarpı işi ile yaptıkları beni cezbetmiş, ilk çarşıya çıkışımda gerekli malzemeleri tedarik edip çalışmaya başlamıştım..

Gerçekten çok zevkli bir hobi.. Büyük desenler için biraz sabır ister tabii ama ben öyle seccade,yatak kenarı gibi büyük işleri bitirmeye sabredemeyeceğimden, yaptıklarımı çerçevede sergiliyorum şimdilik...


bir de 3,5 çudan (ne alırsan 1 tl'nin yeni versiyonu :)) bir güzel çerçeveler bulmuştum ki... neyse ki fazla fazla alıp stoklamıştım... ben 3,5 tlye almıştım,geçenlerde ikea'da aynısının beyazını 9 tl gibi bir rakama gördüm...



evet işte benim pasta kurabiye siparişim olmadığında, sıkıldığımda yaptığım cicilerimden çarpı işi olanlar ;







Bunu geçtiğimiz aylarda, canım arkadaşım Cemile'nin aramıza katılacak olan prensesi için yapmıştım.. prenses geldi de büyümeye başladı bile.. Bakalım ne zaman görcem Zeynep Hira'yı :) Zira kendileri Marmaris'te ikamet ediyorlar... Gerçi yakın bir zamanda istanbula taşınacaklar, ben de anneme gidince buluşuruz da,koklarım inşallah... :)








Bunu daha dün bitirdim...Anneler günü için kayınvalideme hazırladım..bir tane de anneme yapıcam, ona lale motifi çalışcam laleleri çok sevdiği için... kafamda anneler günü için güzel birer sepet hazırlamak var, içlerine kendi yaptığım sabunlardan da koymayı düşünüyorum ama bakalım olacakmı...






Bu kediciği nette bulduğumda çok sevdim...
ama bugüne kadar yaptığım en zor işlemeydi..bir türlü bitirememiştim..aralıksız işlemeli olduğu için zor ilerledi...
ama çok içime sindi... şimdi salonumda gözümün önünde hep :D











işte bunlar da aşık baykuşlarım...çok şirin değillermi?bunları da çok severek yaptım ve bunlarda salonumda yerlerini aldılar :)

Bugün konu sağlık...

Bir yandan ayağımda minik oğlumu sallayıp bir yandan beyaz show izliyorum ve hepinize merhabalar diyorum.. :)
Şuan beyazda işlenen konu ebeveynlerin teknolojide geride kalmaları...! 
Valla teknoloji çok hızlı gelişiyor... ileride kendimi düşünemiyoruuumm..
-oğlum yaa ben yine yanlış düğmeye bastım..
-ya anne bi öğrenemedin şunu..
-annee yine mi ışınlayıcımı kurcaladın :)

zamane çocukları daha şimdiden tabletler telefonlarla haşır neşir.. biz zamane annelerinin çok çalışması lazım çooook :)

evet efenim,konumuz sağlık demiştik de ben tutamıom çenemi..du bakalım konu daha nerelere gitcek...

Çevrem bilir, bu yıl bizim için sağlık konusunda pek iyi geçmedi... geçen yaz  büyük oğlum Yunus Emre'nin kulak enfeksiyonu ile başlayan sıkıntılar bu yıl aralık ayına kadar bizi mahvetti..Üzerine bir de o zaman daha 2 aylık olan Yavuz Selim'in bronkopnömoni teşhisi ile 11 gün hastanede yatması, her anne de olacağı gibi araştırmaya itti beni... 
Zaten daha hamileliğimin son aylarında bebek takibi için iyi bir doktor arayışlarına girmiştim..bir çok sitede Dr. Kadir Tuğcu'dan bahsediliyordu.. Muayenehanesi İstanbul'da görünüyordu.. 
Derken doğum sonrası muayene eden Dr.a gitmeye karar verdik.. 
 
Hastanede yatarken Kadir Tuğcu'nun Amerika'da olduğunu ve anneoluncaanladim.com üzerinden her akşam sorulara cevap verdiğini öğrendim... Hem Yunus Emre'nin hem Yavuz Selim'in sorunlarını detaylı bir şekilde anlattım.. Aldığım cevaplardan sonra foruma soru soran diğer ebeveynlerin sorularını ve cevaplarını okudum hergün.. ilk başlarda dr.un üslubu çok ağır ve itici geldi...bu ne biçim dr. dedim kendi kendime..ama söyledikleri,anlattıkları çok mantıklı ve başımıza gelen şeyler... her geçen gün adama biraz hak verdim..79 senesinde mezun olmuş, ve şimdi ortalıkta dönen ticari dr.ların insanları adeta hasta etmesi karşısında kendince bi mücadele içine girmiş..hergün birsürü insan aynı tip hastalıklarla ilgili sorular soruyor ve görüyor bunların sebebinin "tuzak ilaçlar" sebebi ile olduğunu...

. bi defter tuttum kendime... hastalıklarla ilgili notlar aldım.. "O" ilaçları çöpe attım...çünkü biz de onlar yüzünden mahvolmuştuk,tıpkı diğer ailelerin yazdıkları gibi.. etkilerinden kurtulmak için zaman lazımdı..geçen yazımda bahsetmiştim, evde yoğurt mayalamaya başladım tekrar bu sürece katkısı olması açısından... ve gördüm ki o ilaçlar gerçekten de geçiçi bi iyilik hali veriyor ve 20 gün-1 ay sonra ağır öksürüklü bir hastalık olarak karşımıza dikiliyor karşımıza "grip".. bu defa başka bi geçici iyilik ilacı veriliyor ve tablo böyle kısır bir döngüye dönüşüyor... 


biz bu ilaçlardan kurtulduk,öksürükten de kurtulduk..hasta olmuyor mu , oluyor tabiiki, ama ilaçsız atlatıyoruz,üstelik daha kısa bir sürede... çünkü ilacın yan etkileri yüzünden ishal,ağızda tat bozukluğu,iştahsızlık,bulantı filan derken 1 hafta kadar da hastalık sonrası yan etki atlatma çabaları oluyor... 



Çevremde çocuğu olan kim varsa anlatmaya çalışıyorum bildiklerimi... çünkü onlar da kurtulsun istiyorum..görüyorum benim yaşadıklarımı yaşıyorlar aslında..çünkü onlarda da aynı ilaçlar var.. Kullanmayın bunları,böyle böyle yapıyor diye...ben de böle konullarda çok konuşurum,tüm bilgimi aktarmak isterim,detaya çok girerim..sıkarım karşışımdakini çoğu zaman..ama yavrularımız bu tuzaklara düşsün istemiyorum... zaten doğal olan hiç birşey kalmadı,yediklerimiz,giydiklerimiz,gördüklerimiz,soluduklarımız hep bize zararı olan şeyler olmuşken, bir de ekstra zehirleri kendi rızamızla alıp o minik bedenlerin gelişmekte olan yapısını bozmayalım...

çevremde doktor arkadaşlarım da var, bana alınıp kırılıyorlardır belki...herkese saygım var..kimseyi kırmak istemem.. eski dr.lar,yani 70-80 arasında mezun olmuş olanlar,şimdilerde tıp fakültelerinde öğretilenlerin yanlış-eksik olduğunu söylüyorlarken yeni mezun doktorların bi suçu yoktur ki... peki suçlu kim....? bizim suçumuz ne?